25 Şubat 2012 Cumartesi

Ya yoksa kalbim?

Eyeliner’ını silerken derin düşüncelere dalan tek insan benim galiba. Aynanın karşısında, elimde krem. Gözlerimin altı mosmor. Yaklaşık son 6 aydır böyleler. Anlam veremiyorum onlara ama tepki verdiklerini biliyorum. Bir şeylere çeki düzen vermem gerek. Hayatın şaka olmadığını anlamam gerek. Ve bazı insanları tıpkı eyeliner’ımı siler gibi kolayca silip atmam gerek.

Yapmam gerekenleri sıralamak kolay. Söylemesi kolay ya olması? İnsanın kendi kendine ders verecek kadar yalnız olması ne kadar adaletsizce. Etrafında o kadar insan ve bir o kadar da boşluk. Korkuyorum, bir gün kendimi tutamamaktan.  İnsanlar söylediği kelimelerin ağırlığını bilmiyor gibiler. Dudağa dokunuyor, acıtmıyor. Kalbe dokunuyor, yıkıp geçiyor.

Bir insana verilebilecek en büyük cezanın “umursamamak” olduğunu sanmayın sakın. Değil işte öyle.. Bir insana verilebilecek en büyük ceza “sevdiğinin umursamaması”dır.. Söyle sevdiğim, söyle. Bu kadar acıya nasıl dayanıyorum söyle. Korkuyorum, ya yoksa kalbim?

Şaşırıyorum karşımda sessizce durmandan. Ya yoksan karşımda? Ya sen hiç yanımda olmamışsan. Baş edemiyorum tüm korkularımla, hissedileceklerin hepsini bitirdim mi yoksa? Öyleyse neden kapıma dayandı korkular? Niye beni kurtarmıyorsun bu azaptan? Hani sen hep yanımda olacaktın? Nerdesin? Ele avuca gelmiyorsun.  Dile gelmiyorsun. Şaşırıyorum sadece. Ve Mevlana susturabiliyor beni bir tek ;

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer;
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder